UND Tarih : 24.09.2014

UND Başkanı AB Ülkelerinin Temsilcilerini Uyardı: “Ülkelerinizdeki Ulaştırma Lobilerinin Baskısı Yüzünden, Ekonominizi Feda Etmeyin !” 

Türkiye gündeminde geri plana düşen Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerine ivme kazandırma çabaları paralelinde, Türkiye’deki AB uzman ve teknokratlarını bir araya getiren etkin bir düşünce kuruluşu olarak kurulan ABKAD ( Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği), ilk faaliyetini 23 Eylül’de Ankara’da, Derneğimiz işbirliğinde düzenlediği bir panel ile gerçekleştirdi. Derneğimizin AB Danışmanı Sn. Can Baydarol’un kurucu üyeleri arasında yer aldığı ABKAD-UND ortak etkinliği “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin Derinleştirilmesi” temasıyla Türkiye’deki Avrupa Birliği ülke büyükelçilik ve konsolosluklarının temsilcileri ile kamu kurum ve kuruluşları ve STK’ların Avrupa Birliği ile ilgili çalışmalar yürüten bürokrat ve uzmanlarının yanı sıra Türkiye uluslararası karayolu eşya taşımacılığı sektörü temsilcilerinden oluşan 200’e yakın katılımcıyı bir araya getirdi.

AB’de ve Türkiye’de, tutucu anlayışı temsil eden bir grubun, Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunu desteklemeyerek, tam üyeliğe olduğu gibi, Gümrük Birliği’ne karşı çıktığını vurgulayan ABKAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Belgin Akçay, Türkiye-AB işbirliğinin bu karşı çıkışları giderecek, “tarafsız” bir değerlendirmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.

Panelin ikinci açılış konuşmasını gerçekleştiren UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, AB ülkelerinde son yıllarda tırmanışa geçen korumacılık eğilimlerinin, küresel ekonomiye verdiği zararlara vurgu yaparak, küresel krizin sorumlusu olarak, transit taşımalar dahil, uluslararası ticarete getirilen kısıtlamaları gösterdi.

Nuhoğlu konuşmasında, Türkiye ile AB ekonomilerinin, günümüzün küresel ekonomisinde artık “Tek Bir Tedarik Zincirinin Halkaları” haline gelerek bütünleştiğini, dolayısıyla, AB gümrük birliği içinde dolaşan malların ve hizmetlerin dünya pazarlarında rekabet edebilmek için kolektif bir lojistik başarıya ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

“ 1996 yılından bu yana aynı Gümrük Birliği içinde olduğumuz bazı AB ülkeleri, İngiltere’ye sattığımız bir mal için, şu kadar geçiş ücreti ödemek zorundasınız, Fransa’ya veya Hollanda’ya mal satarken sadece sen ve senin kamyoncuların 3-4 gün kuyrukta bekleyip trenle geçmek zorunda” diyerek ayrımcılık yapıyor. Artık biz, ülkemiz yük pazarına nüfuz etmeye çalışan ve bunu ne yazık ki, büyük bir kural tanımazlık, suistimalcilik anlayışıyla yapan yabancı taşımacılara karşı kararlılıkla duruyoruz. İstediğimiz sadece ve sadece eşit muamele , eşit şartlarda rekabet ve bunu kararlılıkla talep etmeye, devletimizin tüm ilgili mercileriyle birlikte, devam edeceğiz.” sözleriyle uluslararası taşımacılık sektörünün Gümrük Birliği ile ilgili sıkıntılarını açıklayan Çetin Nuhoğlu; AB Komisyonu Türkiye Temsilciği ve AB ülkelerinin Türkiye’deki temsilcilerine şu çağrıda bulundu :

“Özellikle Avrupa ulaştırma sektöründe ciddi lobi faaliyetleri var. Sadece bir sektörün menfaati için mal hareketlerin engel olunmasının ekonomik sonuçları tüm tedarik zincirini etkileyecektir. Ülkelerinizdeki ulaştırma, lojistik lobilerinin baskısı yüzünden, ekonominizi feda etmeyin !”

Üçüncü açılış konuşmacısı AB Komisyonu’nun Türkiye Temsilciliği Başkanı Büyükelçi Sn. Stefano Manservisi oldu. AB Komisyonu’nun yeniden yapılanma sürecinde, Kasım ayında görevi devralacak AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin özel kalem müdürlüğüne atanan Manservisi, “Bugüne kadar hep birlikte yaptıklarımız, bundan sonra daha fazlasını yapmamızı gerektiriyor” diyerek, Türkiye’nin tam üyeliği öncesinde iyileştirilmesi gereken temel alanları şöyle sıraladı:

“Birinci olarak, ekonomik meselelerin tartışılabileceği ortak bir kurumsal çerçevenin oluşturulmasıyla genel ekonomiyi ilgilendiren konuların daha sık AB Konseyi gündemine taşınmasının sağlanması, ikincisi 2 tarafın iş dünyasını bir araya getirip özgürce fikir alışverişinde bulunmasını ve karar alıcılara öneriler oluşturmasını sağlayacak AB-Türkiye Ekonomik Yuvarlak Masası benzeri bir yapının kurulması; üçüncü olarak ise Gümrük Birliği’nin mevcut sorunlu alanlarının düzeltilmesi ve kapsamının tarım, kamu alımları ve Ulaştırma dahil Hizmet ticaretinin de Gümrük Birliği kapsamına alınması…”

Etkinliğin ikinci bölümünde gerçekleşen panelde söz alan konuşmacılardan AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Engin Soysal, Gümrük Birliği’nin, mevcut haliyle Türkiye’nin ve AB’nin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu vurgularken, “Serbest ticaret anlaşmaları sürecinde yaşanan sorunlar, ticari araçlarımıza uygulanan kotalar, işadamlarına vize kısıtlamaları, AB’nin karar alma mekanizmalarında yer alamamamız gibi sorunların çözümü için sürdürülebilir mekanizmaların oluşturulmasının, özellikle AB ile ABD arasında imzalanmaya hazırlanılan Trans-Atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı arifesinde Türkiye’nin kendi küresel konumunu değerlendirmek durumunda olduğunu” söyledi.

AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sn. Ahmet Yücel de, konuşmasında “Gümrük Birliği’nin adil olmadığını” vurgularken, Gümrük Birliği’nin potansiyelinin altında gelişmesini engelleyecek bir diyaloğun, her 2 ekonominin de genel çıkarına hizmet edeceğini” ifade etti ve Gümrük Birliği’nin yapısal sorunlarının giderilmemesi halinde sorunların diğer alanlara da yayılacağı konusunda uyarıda bulundu.

UND AB Danışmanı Sn. Can Baydarol, “AB ile Gümrük Birliği’ne rağmen Türkiye’nin AB’nin Ortak Ticaret Politikası’na dahil olamadığını, Ortak Karar Alma Mekanizmasına katılamadığını ve Ortak Bütçeden pay alamadığını” belirterek 1963’te imzalanan Ankara Anlaşması’nda öngörülen tam üyelik öngörüsü ile teknik gelişmelerin paralel olmamasının yarattığı aksaklıkların kaçınılmaz olduğunu söyledi. “İşadamlarının ve şoförlerin serbest dolaşımı meselesi var, hizmetini sunmak için kamyonuyla tüm Avrupa’yı dolaşan şoförlere turist muamelesi yapılıyor. Oysa AB içinde dolaşan bu şoförler yine AB ülkelerinin mallarını taşmaktalar. Türkiye’nin ihracatının % 50’sini, Türkiye’de yerleşik AB sermayeli şirketler gerçekleştiriyor. Gümrük Birliği, bugüne dek Türkiye’ye ciddi bir yabancı yatırımın gelmesinde de anahtar rol oynamıştır. Özellikle 2004’ten sonra Türk ekonomisi bitmiş; Türkiye’deki ekonomi başlamıştır. Dolayısıyla, Gümrük Birliği’nin mevcut aksayan yönlerinin çözülmesi, Türkiye’deki Avrupalının da çıkarına olacaktır.”

Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Vekili Sn. Hüsnü Dilemre ise “Dünya ticaretinden %1,5 pay alma hedefi doğrultusunda yeni ülkelerle, yeni nesil ticaret anlaşmaları imzalama çalışmalarından” söz ederek, Gümrük Birliği’nin, Türkiye için de AB tarafından imzalanan Tercihli Ticaret Anlaşmalarının getirdiği haklardan yararlanma imkanının söz konusu olduğunu fakat bugüne kadar bunun hiç gerçekleşemediğini” söyledi. Bakanlıkları uhdesinde ve Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde yürütülen “TISA (Uluslararası Hizmet Ticareti Anlaşması)” müzakerelerine de değinen Dilemre, AB ülkeleri de dahil olmak üzere, STA imzalanan ülkelerle hizmetlerin karşılıklı serbestleştirilmesi konusunun müzakere masasına getirildiğini, bu çerçevede AB ülkelerinin bazı sektörlere açılım sağlamasının mümkün olabileceğini aktardı.

Panelin ana temasını oluşturan “Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin Değerlendirilmesi” konulu Dünya Bankası raporu hakkında bir sunum gerçekleştiren Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Rainer de, Türkiye-AB ticaretinin 1996’dan beri 4 katına çıkmasını sağlayan Gümrük Birliği’nin, AB ile bir Serbest Ticaret Anlaşması imzalansa idi sağlanacak olan ihracat artışından % 7 daha fazla katkı sağladığına dikkat çekti. Raporun Gümrük Birliği’nin mevcut aksayan yönleri ile ilgili 9 temel bulgusunu katılımcılara açıklayan Rainer, AB ile sınırlar arası hizmet ticaretinin serbestleştirilmesinin Türkiye’ye statik kazanımının 1,1 milyar Dolar olacağını, transit taşımalarda AB ülkelerinin daha kısıtlayıcı olduğunu belirtti.

Rainer, “Transit kotalarının Gümrük Birliği’nin tam anlamıyla işleyişini engellediğini” teyit ederken, bu sorunun çözümü için 3 öneriyi sıraladı : “AB’nin Macaristan ve Romanya ile tam üyelik öncesinde imzaladığı anlaşmalara benzer bir Karayolu Taşımacılığı Anlaşması’nı veya İsviçre-AB arasında imzalanmış olan Karayolu Transit Anlaşmasına benzer bir anlaşmayı müzakere etmesi için AB Bakanlar Konseyi’nin AB Komisyonu’na yetki vermesi; Gümrük Birliği’nin kapsamının Hizmetler de dahil olacak şekilde genişletilmesi, Ticarette Korunma Araçları devreye girmeden önce diyalog başlatacak bir Erken uyarı Sistemi’nin uygulamaya konması, bazı ön koşulları yerine getiren Türk profesyonelleri için “kolaylaştırılmış vize işlemleri “(Yeşil Vize Hattı)…”

Etkinliğe UND’nin Ankara Yönetim Kurulu Üyeleri Sn. Alper Gece, Sn. Uğur Demir, Uğuray Doğruer; Ankara Bölge Üyeleri İzzet Salah (IRU Yönetim Kurulu Üyesi), Erdal İlhan; UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra Kurulu Başkan Yardımcıları Alper Özel ve Evren Bingöl, UND Ankara Bölge Temsilcileri Nejla Albayrak ve Halil Ilgaz, Kurumsal İletişim Uzmanı Hatice Hacısalihoğlu katılım sağladı.